Lomber Disk Hernisi (Bel Fıtığı)
Baş ağrısında sonra insanları tıbbi tedavi aramaya zorlayan en önemli ikinci ağrı nedeni olan bel ağrısı oldukça sık görülmektedir. Bel ağrısı insanların hem iş gücü kaybına sebep olmakta hem de ekonomik kayba uğramalarına neden olmaktadır.Bel ağrısı batı toplumlarında, 20-50 yaş grubunda, en önemli tıbbi sorun ve mesleki yaralanma sebebi olarak gösterilmektedir. 45 Yaş altı çalışanlarda en sık iş gücü kaybı nedendir. İnsanların %60-80’i yaşamlarının herhangi bir döneminde bel ağrısı çekmektedir. Bu kişilerin %35-40’ı her ay 24 saat veya daha uzun süreli bel ağrısı tanımlamakta ve bunların %15-30 her gün bel ağrısında yakınmaktadır. Ani bel ağrısı atakları kısa sürer ancak tekrarlar.
Bel ağrılarının tekrarında en güçlü belirleyici daha önceden bel ağrısı geçirmektir.Bel ağrısı her zaman bel fıtığına bağlı değildir. Sinir basısı dışında bel omurgası üzerine oluşan mekanik yüklenme ve diğer çevre organ veya yapılarda meydana gelen bozukluklara bağlı olarak da bel ağrısı oluşabilir.
Bununla birlikte bel fıtığında en çok görülen şikayet bel ağrısıdır. Ağrı başlangıçta, hiçbir tedavi gerektirmeksizin düzelebilirken sık olarak tekrarlama eğilimindedir. İleri dönemlerde bel ağrısına yönelik uygulanan tedaviden istenilen yanıt elde edilmeyebilir.
Bel fıtığında ikinci önemli bulgu ise fıtığa bağlı sinir kökünün basıya uğraması sonucu oluşan kalça ve bacak ağrısıdır.
Bu ağrı genelde tek bir bacakta belirgindir. Ağrılı bacakta uyuşukluk ve karıncalaşma sık olarak karşımıza çıkar.
Ağrı pozisyon değiştirmekle hatta öksürmek veya hapşırmakla birlikte artabilir. İleri dönemlerde acil cerrahi müdahale gerektiren bacak veya ayakta kısmi felçler hatta idrar tutamama gibi bozukluklar da gelişebilir.
Bel fıtığına bağlı bel ağrısı çok büyük bir oranda başlangıçta hiçbir tedavi gerektirmeden veya çok az bir tedavi ile iyileşir. Bel fıtığı olgularının çoğunda uygun ilaç tedavisi ve yatak istirahati dışında başta fizik tedavi olmak üzere bir çok cerrahi dışı yöntemle hastaların büyük bir bölümünde iyi sonuçlar alınır.
Tüm bel fıtığı hastalarının sadece küçük bir bölümünde (%1-3) ameliyat gerekir. Ameliyat gereksiniminin en önemli nedenlerinin başında diğer ameliyat dışı yöntemlerle istenilen iyileşmenin sağlanamaması ve şikayetlerin sık tekrarlamasıdır.Fizik tedavi, ağrıyı azaltmak, zayıf kasları güçlendirmek, kasılmış kasları rahatlatmak, omurganın mekanik stresini azaltmak, gövde pozisyonunu düzeltmek ve fiziksel uyumu iyileştirmektir. Ancak aşağıdaki bulgular olduğunda cerrahi gündeme gelir.
1. Kauda equina sendromu (idrarınını tutamama, bacaklarda güçsüzlük, eğer tarzı uyuşma) veya belirgin bir kuvvet kaybı
2. Ameliyat dışı diğer tedavi yöntemlerine rağmen başlangıçta belli belirsizken zamanla ilerleyen bir nörolojik defisit (Minimal bir kuvvet kaybın ilerlemesi, duyu kusuruna refleks kaybının da eklenmesi, vb)
3. Konservatif tedaviye rağmen geçmeyen ağrı
4. Ağrı geçse bile yıl içinde sık sık atakların nüksetmesi ve kişinin normal hayatını sürdürmesini engellemesi.
Bel fıtığı tedavi edilmediği taktirde bası altında kalan sinirler zaman içinde görevlerini yapamaz hale gelir. Sinir kökünün seviyesine göre bacakta hissizlik, felç, idrar ve büyük abdest yapmada sorunlar ortaya çıkar. Bunlar kalıcıdır. Ameliyat yapılsa da bir düzelme görülmez. Bu nedenle ilerleyici his kaybı, kuvvetsizlik gibi şikayetler tespit edildiğinde hızlı bir şekilde ameliyat kararı verilmelidir